eyi meyi neyse.
biliyorum uzun süredir yazmıyorum bloga, evet yazası gelmez insanın onca şey başına gelmiştir olmaz yazmaz yazamaz kelimelere dökülmez bilmemne...
blog yazan adamın twitter ı bulması, onu kullanması tembelliktir. bunu da denemiş olduk.
şayet aranızda twitter kullanan varsa buradan buyrun. (linki beceremediysem Lakkabsab yazın)
böylece kendimizi de fişlemiş olduk.
fotoğraf makinesi elime bi geçsin, yeni bi blog konseptiyle gelicem buralara.
Yazmaz mıyım? yazarım illa ki, ama bu aralar değil sanki... ya da yazarım ne bileyim lan ben.
Wednesday, November 03, 2010
Tuesday, July 20, 2010
kafası çalışana sözüm
bi dünya şey oldu da, anlatırım bi ara. o da canım isterse.
olm o değil de, alkol almak yerine üzüm yiyin ne demek lan? aklımda direk ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler lafı oluştu...
o suratsız rte nin pişkin resmini koymak gerekir buraya, hani görsel olsun diye de. arkadaş dionysos bile bin pişman artık!
göreve geldiği 8 yıl boyunca nikah şahitliğinden başka hiçbir icraatini göremediğimiz rte nin sokakta öyle bir koyun kitlesi var ki... bilmiyorum dikkat ettiniz mi de, seviye ilkokul seviyesi.
eh tabi böyle bir durumdan itibaren insan da kendine soruyor, senin burada ne işin var amk? diye.
Wednesday, May 26, 2010
bloglayasım geldi
çiçeklerin üremesi için arılar, börtü böcekler çiçeklerin üstünde gezinip bütün ayaklarıyla polenleri taşırlar ya hep, bugün araba kullanırken bu sistem aklıma geldi, ondan da bi masal konusu çıktı ortaya:
doğada böceklerin görevi gibi, insanlar arabalarını kullanıyorlar. dur, böyle başlamayalım:
kediler ve köpekler kokularını bırakmak, kim olduklarını tanıtmak için buldukları her köşebaşına işerler ya, onlar arabalarımıza işedikçe bizler de arabaları türlü yerlere park ederiz. Otoparklar dışında, sokaklardan bahsediyoruz tabi. A semtinde oturan bir adam, sabah arabasına atlar. Bilinçsiz bir biçimde arabasını B semtine sürer. Bilinçsizce arabasını sürerken, arabanın etrafındaki bir kedinin arabaya işemesi sonucu kokusunu A şehrinden B şehrine götürür. B şehrindeki karşı cins bir kedi ise bu kokuyu alır, aralarında bir aşk meşk.
Konulu, 91 dk.
doğada böceklerin görevi gibi, insanlar arabalarını kullanıyorlar. dur, böyle başlamayalım:
kediler ve köpekler kokularını bırakmak, kim olduklarını tanıtmak için buldukları her köşebaşına işerler ya, onlar arabalarımıza işedikçe bizler de arabaları türlü yerlere park ederiz. Otoparklar dışında, sokaklardan bahsediyoruz tabi. A semtinde oturan bir adam, sabah arabasına atlar. Bilinçsiz bir biçimde arabasını B semtine sürer. Bilinçsizce arabasını sürerken, arabanın etrafındaki bir kedinin arabaya işemesi sonucu kokusunu A şehrinden B şehrine götürür. B şehrindeki karşı cins bir kedi ise bu kokuyu alır, aralarında bir aşk meşk.
Konulu, 91 dk.
Tuesday, March 30, 2010
Thursday, March 18, 2010
Subscribe to:
Posts (Atom)